30 Temmuz 2015 Perşembe

Mr.Robot 5. ve 6. Bölümün Ardından

Son iki bölüm gösterdi ki ilk bölüm tamamiyle tanıtım amaçlı o kadar hareketliymiş. İlk bölümü izlediğimde inanılmaz bir yapım geliyor diye düşünmüştüm. Çünkü bu tarz dizilerde ya hareket olur ya da monologlar çok fazla o şekilde ilerler. Ama ilk bölüm hepsi birden vardı. O yüzden dizi hakkında yanıldığımı kabul ederek bundan sonra yorumlarımı o şekilde yapacağım.

Beşinci bölüm baya bi heyecanlı başladı. Elliot'ın kimseyi öldürmeden sistemi patlatma isteği yüzünden planları değişen Mr.Robot ekibi sıcaklık değerleri ile oynayarak süper güvenlikli bir yerin bütün depolamasını yok etmeye karar verdiler. İşte yolda giderken başlarına gelenleri 4. bölümde uzun uzun işlemişlerdi bu sefer de aksiyon kısmı vardı. Elliot'ın kendini riske atarak ve psikolojik yöntemlerle ( çok marifetli bu çocuk ) içeriden ayarları yapmaya çalışması oldukça heyecanlıydı ta ki Tyrell'le karşılaşana dek. İkisinin olduğu sahnelerdeki gerilim gerçekten çok iyi ayrıca Tyrell'in Elliot'ın yaptıklarından haberi olduğunu da öğrendik zayıf nokta: İntikam. Herneyse Elliot bir şekilde halletti derken asyalı hacker grubunun desteğini çekmesiyle bütün planları yarım kaldı. Tyrell ise CTO olmak için tüm kozlarını kullanmaya başladı. Her ne kadar bir kaç sahneyi çok beğenmesem de gelecek bölümler için konu çıkacağını anlamıştım. Bölüm sonunda Vera'nın Shayla'yı kaçırtması ve onu hapse Elliot'ın attırdığını öğrenmesi ise 6. bölümümüzün konusunu oluşturuyor.

Altıncı bölümü izleyeli daha yarım saat filan oldu sıcağı sıcağına yazıyorum yani. Söylediğim gibi bölüm tamamen Vera'nın Shayla'yı kaçırıp onu kendisinin hapishaneden kaçması için koz olarak kullanmasını anlattı. Özellikle Darlene'in de 'yanlışlıkla' işim içine girmesiyle Elliot'ın korumak zorunda olduğu Elliot-Darlane-Shayla üçgeni oluştu bir anda. Öbür yandan Angela dizide çok sönük nasıl diyim böyle o özgüveni vermeyen bir karakterken son 2 bölümde inanılmaz etkili bir karakter olmaya başladı. Ama ne bulduğunu neyin peşinde olduğunu tam olarak anlayamadım bende. Çok üstü kapalı işleniyor o kısım umarım biraz aydınlatırlar bizi sonraki bölümlerde. Elliot yaptığı planla ilk olarak Darlane'i kurtardı ölüm üçgeninden daha sonra hapishaneyi hackleyerek tüm kapıları açtı ve Vera'yı kurtardı. Ama ölüm üçgeninden Shayla'yı kurtaramadı. O kısım gerçekten üzdü beni sevmiştim Shayla'yı. Angela'yı öldürsenize ne işiniz var Shayla'yla. Ben sarışınları sevmiyorum ya hep ondan onlar hayatta kalıyor.

Altıncı bölümün en etkileyici kısmıysa Mr.Robot ( Kişi olan grup değil ) ile Elliot arasındaki diyaloglardı ki bence Mr.Robot sonuna kadar haklıydı bölümün sonunda da gördüğümüz üzere. 3 ve 4. bölüm incelememde bütün hepsinin Elliot'ın hayali olabileceğinden bahsetmiştim. Beşinci bölümde buna dair iz yoktu fakat altıncı bölümde yine bir kaç yerde olabilir mi demededim değil. Bilmiyorum nasıl devam edecek dizi ama biraz tempo arttırsa inanılmaz güzel olacak. Okuduğunuz için teşekkürler takipte kalın.

26 Temmuz 2015 Pazar

Oyun İncelemesi : Agar.io

Daha çok yeni bir tarayıcı oyunu olan Agar.io'yu inceleyelim dedim bugün.

Basit mantıkla büyük balığın küçük balığı yemesine benzetebileceğim oyunda sonuç olarak en büyük olmaya çalışıyoruz. Gözünüzde canlanması için daire şeklindeki karakterimizi hareket ettirerek mapteki yemleri ve yeterince büyüksek diğer oyuncuları yiyerek,yutarak her ne derseniz büyümeye çalışıyoruz. Oyun oynanış açısından oldukça kolay. Karakterimiz fare imlecimizi takip ediyor böylece yön verebiliyoruz. W ile kendimizi parçalayıp hareket kabiliyetimizi arttırabiliyoruz. Boşluk ile ise rakipleri yutmak için ikiye bölünüp hedefe atak yapabiliyoruz.

Gerek oynanış kolaylığı gerekse de browser oyunu olması sebebiyle benim genelde diğer oyunlarda sıra beklerken 2-3 dakikalık aralarımı doldurduğum oldukça eğlenceli bir oyun oldu. Oyun yanlış hatırlamıyorsam mart ortası gibi çıkmıştı. Oyun 2 boyutlu olmasına rağmen kendimize verdiğimiz isimlerle değişik renk ya da skin daha uygun olur galiba bu açığı kapatıyoruz. Benim favorim Moon ismini vermekten yana kesinlikle. Çok fazla bilgi olmadan basitçe oynanabilecek bir oyun. Umarım beğenirsiniz. İyi eğlenceler.

Not: Oyun Android Ve İOS platformlarında da var böylece telefondan da oynanabiliyor. Ama telefon versiyonu çok iyi değil.


23 Temmuz 2015 Perşembe

Dizi İncelemesi : Arrow Sezon 1

Eğer siz de benim gibi süper kahraman hayranıysanız, işte bir efsane yapım ..

İlk sezonun konusunu ve her şeyin başlangıcını özetlersek ; Oliver Quinn çapkın, milyoner, bildiğimiz zengin çocuğudur. Bir gün babasıyla birlikte tekne gezisinde teknelerinin batmasıyla ıssız bir adaya düşer ve buradan ancak 5 yıl sonra kurtarılır. Ama kurtarılana kadar başına gelenler ve kurtarıldıktan sonra dönüşeceği kişi emin olun bambaşka bir şey.

Sıfır spoilerlı özetimden sonra dizinin henüz 1. sezonunu yeni yeni bitirdiğimi üzüntüyle söylemekteyim. Uzun süredir gözüme çarpıp duruyor ama kısmet olmadı. Bu arada aklıma gelmişken söyliyeyim The Flash'ı izleyecekseniz önce bunu izleyin yoksa spoiler manyağı oluyorsunuz benden söylemesi. 1. sezon oldukça heyecanlı başladı Oliver'ın adadan kurtalışı daha sonra Laurel ve kız kardeşiyle olan ilişki durumu ilan derken Kanunsuz'umuz arkadaş edinmeye başladı ki bence işler daha güzel olmaya başladı. Babasının ona söyledikleriyle ve kitabıyla Starling Şehrini hayal kırıklığına boğanları cezalandıran Quinn, Felicity ve John'la bence çok güzel bir grup oldular.

Söylemeliyim ki aşırı sürükleyici bir sezondu. Konuların birbiriyle uyumu, hem ada hayatına geri dönüşler ( flashback ) hem de günümüzü anlatması hoşuma gitti oldukça. Karakterlerden malesef  Quinten Lance'a hiç ısınamadım umarım sonraki sezonlarda her gördüğümde yine mi bu adam diye söylenmem. Onun dışında Felicity'i zaten Flash'tan bildiğim için o konuda spoiler manyağı oldum ama olsun artık.

Özetlemek gerekirse ilk sezon acayip heyecanlı başlayıp DEPREM gibi bitti. İkinci sezon nasıl olacak Oliver Laurel ikilisine ne olacak şirket ne olacak çok merak ediyorum. Takipte kalın.

Dipnot: Thea sen nesin öyle yarabbim efsane bu dizideki favorimde sensin.

22 Temmuz 2015 Çarşamba

League of Legend Şu Anki Güçlü Şampiyonlar

Birkaç gündür aklımdaydı böyle bir liste yapmak kısmet bu geceyeymiş artık. Her rolden en güçlü olan 3 şampiyonu listeleyeceğim şimdilik.

Solo Top

1) Shen : Üst üste 2-3 yama bufflanınca baya iyi şu anda. Ayrıca kendisini destekte de kabul ettirdi şu günlerde.
2) Fizz : Ad Tank veya çarplı fizz üst koridorun en iyilerinden.
3) Rumble : Gerek ultisi gerek taban hasarlarıyla üst koridorun belalılarından.

Orman

1) Elise : Favori şampiyonum olan örümcek hanım üst üste güçlendirmelerle bence şu anda oyunun en iyi ormancısı.
2) Rek Sai : Değişik baskın dediğimiz zaman akla ilk gelen şampiyon reksai herhalde. Bir kaç yamadır güçsüzleştiriliyor ama hala iyi.
3) Gragas : Her ne kadar o 1 ay önceki olağanüstü gücü kalmasa da işlevsel özellikleri, güçlü baskın yeteneği ve oyun sonu ölümsüz tanklardan olması nedeniyle listede yer aldı.

MidLane

Not : Orta koridorda çok fazla şampiyon var aslına bakarsanız ama ben 3 tanesini seçiyorum şimdilik.

1) Viktor : Yenilendikten sonra aşırı güçlü oldu ama Riot kaç aydır dokunmuyor. Oyun sonunda sadece e r kombosuyla 1 salisede siliyor haritadan hazır güçlüyken oynayın derim.
2) Varus : Q'suna gelen değişiklilerden sonra favori orta koridor şampiyonum.
3) Kog Maw : Ludenin gelişiyle inanılmaz güzel bir seçenek oldu oynamakta fayda var.

Ad Carry

1) Tristana : Eskiden late game'in yıldızıydı şimdi her anın yıldızı. Bence çok fazla güçlendirme yapıldı kesinlikle dengelenmesi lazım.
2) Corki : Herhalde 1 yıldır sürekli metada. Zayıf yönleri var ama bence her zaman güçlü bir tercih.
3) Kalista : İstediğiniz kadar nerfleyin hala çok güçlü.

Destek

1) Alistar : 6 saniyede bir Malphite ultisi atıyor W Q kombosuyla. Tanklık olarak inanılmaz iyi.
2) Thresh : Thresh işte abi biliyosunuz düşmüyor metadan asla.
3) Braum : Son yamayla birlikte eski haline döndü güzel de oldu. Pasifi çok iyi.


Şampiyon çeşitliliği çok fazla olduğu için bu sıralar listeye çoğu şampiyon giremedi bakalım önümüzdeki yamalarda kimler gidecek kimler gelecek.

20 Temmuz 2015 Pazartesi

Mr.Robot 3 ve 4. Bölümün Ardından

Mr. Robot dizi incelememde dizinin değerlendirmelerini yapacağımdan bahsetmiştim zaten. O halde Let's do it.

İlk iki bölüm bu tarz diziler için aşırı hareketli başlamıştı. Ama umduğum gibi gitmedi monologlar artıkça arttı. Sistemi eleştireyim deyip oradan Starbucks öbür taraftan McDonald çıkması ayrı ironik gibi geldi bana. O yüzden ilk incelememdeki heyecan yok içimde malesef.

Öte yandan dizide her sahnede uyuşturucunun gözümüze sokulmasına ayar olmaya başladım. Tamam iç istediğini yapta yeni başlamış bir dizinin koskoca 4. bölümünü buna adama dimi ? Sebebinin bölüm sayısının 10 olarak belirlenmiş olması olduğunu düşünüyorum, anlatılacak şeyler belli değişik anlatma şekilleri arıyorlar ama hoşlanmadım. Bir diğer konu ise eşcinsellik propagandası mı desem ne desem bilemedim 3. bölümdeki Tyrell'in sahnelerinden sonra bu bölümdeki Angela Shayla ikilisiyle iyice bu yönde propaganda yapıldığı görüşüne kapıldım ister istemez.

Asıl bombayı sona sakladım. Herkes gibi 4. bölümle birlikte bende Mr.Robot'un Elliot'un hayal ürünü olduğunu düşünmeye başladım umarım öyle değildir. Çünkü bu iki saatlik bir dizi değil daha 4. bölümde bunu belli ederseniz olmaz ki. Ayrıca gördük bu tarz filmleri, dizileri kolay kandıramazsınız öyle hemen seyirciyi. Umarım bunun onlarda farkındadırlar da böyle güzel başlayan bir diziyi mahvetmezler.

Yine de içerdiği konunun ilgi alanlarıma olan yakınlığı ile takipte olacağım bir dizi. Beni takipte kalın.

18 Temmuz 2015 Cumartesi

In Time ( Zamana Karşı ) Film İncelemesi Ve Özeti

Bu akşamüstü rastgele bir oraya bir buraya girerken en sonunda kendimi Amanda Seyfried'in IMDB sayfasında buldum kendimi. Daha önce izledim bir kaç filmi dışında In Time gözüme çarptı. Kadrosuna bakınca Justin Timberlake'i görünce izlemeye karar verdim anında. Şimdi de sıcağı sıcağına yazıyorum.

İlk olarak söylemeliyim ki filmin çıkış noktası gerçekten harika. Ha ilk kez karşılaştığımız bir şey mi değil benzerleri oldu ama yine de çok işlenmiş bir konu değil. Bol spoilerlı özetimi aşağıdaki paragrafta yapacağım sadece yorumlar için buradaysanız alttaki paragrafı atlayın benden size uyarı.

Biliyorum heyecanlandırıyorum en iyisi anlatmaya başlayayım. Gelecekte insanlar genlerle oynayarak 25 yaşından sonra yaşlanmayı durduruyorlar. Her doğan insan 25 yaşına kadar gelişip o yaştaki haliyle kalıyor. Ama asıl olay 25 olduktan sonra başlıyor çünkü artık hayatlarına devam edebilmeleri için zaman kazanmaları gerekiyor. Gözünüzde canlandırmak için örnek vermem gerekirse işte çalıştığınızda 1 gün kazanıyorsunuz diyelim telefonla konuşmak o kazandığınız gününüzden 1 dakikanızı güzel bir otelde kalmak için 5 saatinizi vermeniz gerekiyor. Peki ya hiç zamanınız kalmazsa ? Ölüyorsunuz. Evet paranın yerini zamana bıraktığı bu düzende zenginler bir aptallık yapmazsa sonsuza kadar yaşayabilirler fakirlerse her anlarını panik içinde dakikalarının kıymetini bilerek yaşamak zorundalar. İşte böyle bir dünya içindeki Will Salas ( Justin Timberlake ) bir gün annesini kaybedip tesadüfen 116 yıl kazanınca 'zenginler diyarına' gider. Bu esnada peşinde zaman muhafızı ve zaman hırsızları vardır ki kumarda 116 yılını 1100 yıl yaparken tanıştığı ünlü zenginin kızıyla yakınlaşmaları ve dur bir dakika üstte ne dedim ben spoiler yemek mi istiyorsun atla bu kısmı atla bak atlamayıp hala atlamıyor o zaman ben bırakıyorum yazmayı.

Film konusu itibariyle çok geniş bir içeriğe sahip olma ve sanki çok daha iyi kullanılabilirmiş hissine kapılmamıza neden oluyor. Klasik kötü adam-İyi niyetli hırsız-görev aşkıyla yanıp tutuşan polis klişelerinin hepsine aynı filmde rastlamakta ayrı bir konu. Eğer boş zamanınız varsa ve biraz bilim kurgu biraz aksiyon birazcık aşk biraz da kafanızı karıştıracak bir şeyler arıyorsanız bu film tam size göre.

Filmle ilgili yorumlarını bitirdikten sonra kendi düşündüğüm bir kaç şey yazmak istiyorum. Eğer öyle bir düzende yaşasaydım herhalde oturup film izlemezdim ya da ne bileyim şu an bunları yazmakla zaman kaybetmezdim. Düşünsenize kolunuzda ne zaman öleceğiniz yazıyor onu da ertelemenin tek yolu çalışıp veya çalıp veya şansla size gelmesini sağlamak. Çok ürkütücü gelse de güzel olabilirdi bence. Çünkü şu an çok umursamazım daha yirmisine girmemiş biri olarak sanki günlerimi çok boş saçma sapan geçiriyorum gibi geliyor. Biliyorum her gün dünyayı kurtarmayacağım ya da filmlerdeki sahnelerle dolu olacak bir hayat beklemeyecek beni ama yine de o heyecanla yaşamak belki şu anki halimden daha enerjik olmama sebep olacaktı. Bunlar hakkında düşünmeye ittiği için bile filme geçer not veriyorum sizde izleyin pişman olmayacaksınız.



Yayın tarihi : 28 Ekim 2011
Başroller : Amanda Seyfried ve Justin Timberlake
Yönetmen : Andrew Niccol 
Senaryo : Andrew Niccol
Puanım : 6/10

13 Temmuz 2015 Pazartesi

League of Legends Şampiyon Rehberi : Destek Annie

Annie temel olarak yetenek gücü taşıyıcısı ( Apc ) olarak tasarlanmış olsa da asıl gücünü herhalde sezon 4'ün başından beri destek rolünde buldu diyebiliriz. Alan etkili sersemletme, erken oyunda diğer desteklerden kat kat fazla hasar, takım savaşı başlatma yetenekleriyle benimde en sevdiğim şampiyonlardan biridir.

Basit olarak sıralayacak olursak ;

Support Annie'nin Artıları :

- Takım savaşı başlatabilme
- Destekler arasında hasar bakımından en yüksek olanı
- Üzerinde ve Ayısından hasar tutabilme
- E yeteneğinden gelen doğal tanklık
- Alan etkili sersemletme

Eksileri :

- Sıçrası dışında kaçış mekaniği yok
- Yanındaki taşıyıcıyı zor durumlardan kurtarabilecek (Thresh'in feneri,Janna'nın musonu,Namini Gel Giti vs.) yeteneklerinin olmaması
- Hasar takaslarından iyileştirme yeteneği olmadığı için eşit bile çıkıldığında koridorda geri düşmesi

Kısaca artı-eksilerine değindikten sonra destek Annie'nin nasıl ortaya çıktığına bir göz atalım. Destek rolünde Annie asıl baskınlığını sezon 4 başında kazandı. Artık supportların fazla para kazanması, yeni destek eşyalarıyla birleşince herhalde sezonun ilk çeyreğini tek başına domine etti dersek çok yanlış olmaz. Daha sonra Riot'un yaptığı hasar dengelemeleriyle biraz daha orta koridor büyücüsü gücü arttırılıp taban hasarları düşürülse de yine de metadan düşmedi taki pasifiyle oynana kadar. Pasifin verdiği sersemletme süresinin erken oyunda azaltılmasıyla bir süre görülmese de sezon 5 içinde yapılan ulti güçlendirmeleriyle ve metanın tekrar koruyucu desteklerden savaş başlatabilen desteklere dönmesiyle şu anda hala en güçlü destek seçimlerinden birisi.

Adettendir şampiyonun yeteneklerinden bahsedelim açıklayarak ;

Pasif ( Kundakçı) : Yaptığınız her 4 büyüden sonraki hasar veren yeteneğiniz rakibi veya rakipleri sersemletir.

- Annie'yi annie yapan pasif dersek yanlış olmaz herhalde. Sıçra+Ulti kombosuyla yaptığını alan etkili sersemletme oyunun kaderini değiştirebilir.

Q Yeteneği ( Yok Et ) : Annie seçili birime hasar verir. Eğer birim katledilirse mana geri kazanılır.

- Bu yetenekte Annie'nin orta koridorda oynarken farm yapma ve dürtme yeteneği, destekte ise rakibi uyuz etme yeteneğidir. Düşük bekleme süresi ve nisben az mana bedeliyle erken sahada rakiplere zor anlar yaşatabilirsiniz.

W Yeteneği ( Ateşle ) : Annie önündeki koni şeklindeki alana hasar verir.

- Annie'nin asıl hasar yeteneği diyebiliriz, eğer yetenek gücü oynuyorsanız oyun sonu ulti+w ile kırılgan şampiyonları tekleyebilirsiniz.

E Yeteneği ( Alev Kalkanı ) : Aktif edildiğinde Annie'nin zırh ve büyü direncini arttırır ve ona fiziksel hasar verenlere hasarın bir kısmını yansıtır.

- Çok sevdiğim bir yetenek şahsen çünkü kırılganlığımızı azaltıp bunu rakiplere hasar olarak döndürüyor. Ayrıca düşük mana bedeliyle pasifimizi hızla yüklememize olanak sağlıyor.

R Yeteneği ( Çağır : Tibbers ) : Annie hedef bölgeye ayısınını çağırıp düştüğü alana hasar veriyor. Daha sonra ayı Annie'yi takip edip etrafındakilere sürekli hasar veriyor.

- Sıçra+ Ulti kombomuzdan bahsetmiştim ne kadar ölümcül olduğundan. Ayrıca Tibbers'ı yöneterek kule tanklatabilir, erken ejderha yapabilir veya uzun savaşlardan galip çıkabiliriz. Ayrıca E yeteneğimiz aktifken Tibbers'a hareket hızı kazandırabiliriz.

İlk olarak Q sonra W en son E fullüyorum ben. İlk W da fulleyebilirsiniz.

Bütün olarak her şeyinden bahsettikten sonra şimdi sırada diğer saldırı gücü taşıyıcılarıyla sinerjisine bakalım teker teker ;

Ashe : Yenilenen Ashe ile birlikte hasar olarak çok güzel bir ikili olsalar da ikisinin de kaçış mekanikleri çok sınırlı olduğundan pek tercih etmiyorum lakin güzel bir jungle yardımıyla koridoru çok rahat kazanabilirsiniz. Sezon 3'teki kontrol koridoru ikililerini benzer bir ikililer. 5/10

Caitlynn : Annie'nin saldırı menzili düşmeden önce favori ikililerimden biriydiler. Birisinin 650 birisinin 62 menziliyle oto ataklarla rakibi mahvedebiliyordunuz. Ayrıca Caitlynn ultisinin az canla kaçanları avlaması olayı Annie'nin yüksek hasarı nedeniyle çok sık oluyor. 6/10

Corki : Bu ikili koridorda öyle güçlü ki. Özellikle 3'lü kuvvetli Corki ve Flash'lı Annie rakibi bir anda yok edebiliyorlar. Favori ikililerimden biri olan bu iki koridor zorbasına puanım 8/10.

Draven : Bu ikilide kaçış mekaniklerinin zayıflıklarından çekiyor aynı Ashe'le olduğu gibi. Ama Draven erken oyunda biraz daha güçlü olduğundan bu ikiliye puanım 6/10.

Ezreal : Annie'yle güzel bir ulti komboyla rakibi süründürebileceğiniz ikililerimizden biri de Ezreal. Her ne kadar Ezreal'ın koridorda güçsüz olduğunu düşünsem de dürt dürt sonra komboyla rakipleri yok ettiğimi çok kez hatırlıyorum o yüzden 7/10 iyi bir puan bu ikilimize.

Graves : Muhteşem ikili, ultileri geldiğinde karşıdaki support ister Leona olsun ister Thresh yok ediyorlar. Herhalde erken oyunda en güçlü ikililerden biri. 9/10 az bile nerdeyse.

Jinx : Açıkçası güçlü bulduğum ama çok sevmediğim bir ikili. Özellikle rakip jungle baskısı altında daha kombo yapamadan ölmüş olabiliyorsunuz. Ama iyi bir junglela oyun sonu baya güçlü bir ikili olduğunu söylemem lazım. Puan olarak erken oyun 4/10 geç oyun 8/10.

Kalista : Kalista'yla inanılmaz bir sinerjileri olduğu çok açık. Annie'nin en büyük sıkıntısı mesafe kapatmasıdır her zaman. Özellikle sıçrası olmadığında hem ofansif hem defansif olarak çok sıkıntı yaşıyor. Ama kalista ultisi devreye girdiğinde en sevdiğim alt koridor ikilisi ortaya çıkıyor. Puan olarak 10/10 az bile.

Kog Maw : Kesinlikle sevmediğim bir ikili daha. Gerçeği söylemek gerekirse geç oyun şampiyonlarıyla Annie'yi pek iyi bulmuyorum buna Kog Maw'da dahil. Savunma olarak çok zayıf olan bu ikiliyle oynamak pekte eğlenceli değil açıkçası. Puanım 4 size kankaa.

Lucian : Ani hasar dediğinizde ilk 3 saldırı gücü taşıyıcısından biri kesinlikle Lucian'dır. Bu gücünü Annie'yle birleştirdiğinde gerçekten koridorda çok güçlü bir ikili oluşturuyorlar. Çok lafıı uzatmanın anlamı da yok 9/10.

Miss Fortune : Erken oyunda gerçekten güçlü bir ikili ama oyun uzadıkça sanki Miss Fortune'nun korunması gerekiyormuş gibi geliyor bana o yüzden pek seçmek istemiyorum MF gördüğümde takımda yine de 6/10.

Quinn : Açık konuşmak gerekirse toplasanız 10 kez Quinn saldırı gücü taşıyıcısı görmüşümdür. Annie'yle olan gücüne gelirsek ani hasar fazla ama sadece ultiler varken iş yapabilirler gibi geliyor. Quinn'i pek saldırı gücü taşıyıcısı olarak görmediğimden önermiyorum pek fazla bu ikiliyi. 5/10

Sivir : Annie mesafe mi kapatmak istiyorsun ? Al işte sana hız. Kaçış mekanikleri zayıf olsa da savaşa giriş çıkış işlevsel özellikleri ve Annie'nin bunlardan yararlanmasıyla gayet uyumlu bir ikililer. 8/10

Tristana : Yeni Tristana ile en sevdiğim ikililerden biri oldular açıkçası. Güçlü koridor ittirme ve ani hasarlarıyla iyi bir ikili. 8/10

Twitch : Sevmediğim ikililerden biri. Tamam uzak mesafeden savaş başatabiliyorlar ama çok fazla riskli. 4/10

Urgot : Urgot abi sonuçta çok bişey denemez Annie'nin hasarı üstünde tutmasına Urgot'ta eklenince değişik bir ikili oluyorlar. 6/10

Varus : Eksileri kaçış mekaniği bunlarında artılarıysa tonla sersemletme yavaşlatma erken oyun gücü. Varus gördüğünüzde Annie almak çokta kötü bir seçenek olmayacaktır bence. 6/10

Vayne : Sevmiyorum bu ikiliyi sevmiyorum sev-mi-yo-rum. Bıkkınlık geldi millete alma şu heroyu dedikçe alıyorlar. Tamam iyi oynuyorsan Vayne'i taşırsında hiç denk gelmiyor bana. Annie'yle de sinerjileri yok açıkçası. Koridoru bir kaybederseniz oyun bitmiş oluyor dakika 15'te. O yüzden puanım 4.

Son olarakta item önerilerim :

Her oyun farklı farklı olarak eşya dizilimi yapılamsı gerekse de bazı eşyaların Annie'yle çok güzel sinerjisi var onları anlatmak istiyorum.

Görkemli Zafer : Hem hareket hızı hem tanklıkla birlikte muhteşem bir uyumları var.

Titreşim Botu : Ne kadar çok sıçra o kadar çok kill.

Talisman : Hareket hızı her şey bu şampiyon için.

Okuduğunuz için teşekkürler.





9 Temmuz 2015 Perşembe

Dizi Önerisi : Legend Of The Seeker ( Arayıcının Efsanesi )

Sizlere diziyle ilk tanışmamı anlatmakla başlamak istiyorum.Yanılmıyorsam lise 2 ya da lise 3'e giderken FOX TV'de türkçe düblajlı yaynlanmaya başlamıştı. Bir gece öyle zap yaparken 'not : ben tv izlemem zap yaparım 500 kanalı teker teker öyle eğlenceli' farkettim. Biraz izledikten sonra bu tarz fantastik filmleri dizileride sevdiğimden haftada bir takip etmeye başladım. Lakin bir süre sonra yanlış hatırlamıyorsam 7-8. bölümde kaldırıldı sonrasını internetten bulup devam ettim.

Şu kitaptan uyarlanmış başrollerini şu oynamış senaristleri şunlarmışa hiç girmicem onları vikipediada da bulursunuz. Ama yine de konusuna biraz değinmek gerekirse Arayıcı adlı dünyayı kurtarmaya çalışan adamın Darken Rahl isimli kötü karakterden dünyayı kurtarmaya korumaya çalışmasını konu ediniyor.Arayıcının dostları Confessor ( İtirafçı ) ve Zeddicus Zul Zorander ( Baş Büyücü ). Konu anlaşılacağı üzere çok bilindik iyi adam ve dostları kötü adama karşı. Ama benim bu size bu diziyi önermemin sebebi başka.

Diziyi önermemin sebebi Confessor - İtirafçı - Kahlan Amnell ya da gerçek adıyla Bridget Regan. Bir insan nasıl böyle muhteşem olur yeryüzündeki, paralel evrenlerdeki, uzaydaki, hayal dünyalarındaki en muhteşem varlık. Andreas Iniesta'nın futbol oynamayan dişi halini düşünün işte o. Filmin senaryosundaki çarpıklıklar ne bileyim sahnelerdeki -düşük bütçeler yüzünden- yapmacık efektler filan daha iyi 50 tane fantastik dizi sayabilirim ama bir kadın bütün her şeyi değiştiriyor.

Daha fazla övmek isterim aslında ama izlemeniz lazım dediklerimi anlamanız için. Eğer muhteşem insanla tanışmak istiyorsanız kesinlikle bu diziyi izlemeniz lazım. Keyifli seyirler.


Fantastik Dizi puanı : 4/10
Dizi Puanı : 3/10
Bridget Regan nedeniyle puanı : 10/10

5 Temmuz 2015 Pazar

The Hangover 1 ( Felekten Bir Gece ) Film İncelemesi

Birazdan sizlere gelmiş geçmiş en iyi komedi film serilerinden Tha Hangover serisinin ilk filmini anlatacağım. Herhalde filmi 4. kez izleyişim oldu bu sefer ama hala çok iyi.

İlk olarak filmin türkçe isimlendirmesini beğenmediğimi söylemem lazım filmlerin yüzde 90'ında olduğu gibi. Hangover terimi ingilizcede '' Akşamdan Kalma '' olarak kullanılır çok büyük bir çoğunlukla. Felekten Bir Gece pek uymuyor açıkçası ama her yerde öyle geçiyor diye bende öyle kullanıp yazıyorum malesef.

Seri 3 filmden oluşuyor hepsinin teması aynı: Bekarlığa Veda Partisi Ve Sonrası

İlk filmimiz Vegas'taki veda partisini konu olarak işlemekte. Bilirsiniz ki What Happens Vegas Stay In Vegas. Filmde bunu olduğu gibi yansıtıyor. İlk filmde damadımız Doug. Onun iki kankisi Phil ve Stu'ya gelinin erkek kardeşi Alan eklenince muhteşem dörtlü kurulmuş oluyor. Film Vegas'a gittikten sonra Alan'ın kendi dahil herkese uyuşturucu vermesiyle olayların kontrolden çıkmasını ve Doug'ı kaybetmelerini konu ediniyor. Yeter bu kadar ciddi bilgi şimdi güzel kısma geçelim benim düşüncelerime.

Film sizi öyle muhteşem bir dünyaya götürüyor ki bir anda kendinizi Caesars'ın en iyi suitinde buluyorsunuz. 2 içki içiyorsunuz uyandığınızda birinizin tek dişi yok banyonuzda Mike Tyson'ın kaplanı, dolabınızda kimin olduğunu bilmediğiniz bir bebek,oda harabeye dönmüş ve damat kayıp hayat işte böyle eğlenceli. Filmin konusu komediye çok uygun olduğu için genelde espri ağırlıklı değil durum komedisi tarzında ilerliyor. Alan açık ara en sevdiğim karakter. Film müzikleri inanılmaz güzel hele o finaldeki Candy Shop Cover'ını defalarca dinleyebilirim. Ufak bir spoilerda vereyim bu filmde gördüğümüz harbi gördüğümüz baya baya küçük çinli kardeşimiz ileride de karşımıza çıkıyor hemde daha beter onu ileride anlatırım.

Herneyse anlatması zor bi film çünkü gerçekten izlenmesi gereken bir film. En kötü zamanda bile insanı kahkahalara boğuyor. Umarım beğenirsiniz.

Genel Film olarak : 8/10
Komedi Filmi olarak : 9/10

4 Temmuz 2015 Cumartesi

Project X ( 2012 ) Film İncelemesi

Romantik komedi dramdan bööö geldi biraz eğlenceli filmler paylaşmanın vakti geldi. Project X'i gençlik-komedi filmi kategorisine sokmakta çok bi sakınca yok açıkçası. Filmi yanlış hatırlamıyorsam ilk çıktığında çok muhabbeti döndüğünden izlemiştim.

Yine filmin konusundan bahsedecek olursak Thomas ( Thomas Mann ) 'ın doğum günü partisinde yaşanan olayları anlatıyor. Yanlış anlamayın sakın öyle 10-20 kişilik bir parti değil çünkü Costa ( Oliver Cooper ) Thomas'ın en yakın arkadaşı olaya el atıyor. Bu karakter öyle bir karakter ki hayatınızda olduğunda muhteşem vakit geçireceğiniz ama sonuçlarının çok büyük olacağı olaylar için yaratılmış. Filmin ilk yarısı hatta ilk 2/3 lük kısmı sakin büyük parti havasında geçse de sonlara doğru işler sarpa sarıyor.

Filmin kendi içinde komedi unsurları çok fazla olmasa da olayın doğal akışı içinde sizi güldüren sahneler mevcut. Filmde neden böyle bir yola gidilmiş bilmiyorum ama çıplaklık aşırı fazla. Game of Thrones'ta 5 sezonda gösterilen Boobies sayısının 10 katını 2 saatte görüyorsunuz. Bööğğ geldi bi ara o kadar fazla. Uyarıyım yani ben şimdi sonra yok ahlakımız bozuldu filan falan yemeyin beni. Eğer gençlik filmi izliyorsanız böyle şeylere açık olacaksınız çünkü gençlerin nelerle uğraştığı belli. Neyse çok saptım konudan buraları hızlı geçin.

Sonuç olarak bir buçuk saatinizi keyifle geçirebileceğiniz size bişey kazandırmayacak yani tam olarak kategorisinin hakkını veren eğlenceli bir film. Tekrar uyarıyorum filmde çıplaklık+uyuşturucu konuları sıkça geçmekte rahatsız olanların izlememesini tavsiye ederim.

Hatta artık incelemelerime puan vermeye başlıyorum.

Genel film kalitesi olarak 5/10
Gençlik filmi kalitesi olarak 7/10


3 Temmuz 2015 Cuma

About Time ( Zamanda Aşk ) Film İncelemesi

Zamanda Aşk'ta yanlış hatırlamıyorsam geçen sene izlediğim bir filmdi. Bir kısmını dün bir kısmınıda uyuya kaldıktan sonra bugün izleyip bitirdim tekrar.Filmi anlatmaya başlayacak olursak ;

Tim adında gayet güzel bir aile ortamında yaşayan kişinin 21 yaşında babasının ona anlatmasıyla öğrendiği sadece ailesinin erkeklerine özel olan süper yeteneğinin hayatına etkisini anlatan bir film diye özetleyebiliriz. Neymiş bu süper güç derseniz Zamanda Yolculuk. Evet biraz bilim kurgu tarzı gibi geliyor ama aslında filmin o yönle alakası bile yok. Bir kaç kuralla birlikte geçmişine yada yaşadığı geleceğe doğru gidebilen bir adam. Düşünün o rezil olduğunuz bütün anları, reddedildiğiniz, terkedilmenize sebep olan hatalarınızı. Hepsini geriye dönüp düzeltebildiğinizi. Evet filmimizde aynı bu şekilde ilerliyor ta ki bir yere kadar.Filmi bir kalıba sokarsak bazı kısımları romantik komedi bazı kısımları buram buram dram ama en çok bence hani şu insanın hayatına yön veren filmler var ya onlar hangi kategorideyse tam olarak o kalıpta.

Film hakkında çok fazla bilgi vermeyi sevmiyorum açıkçası daha çok önemli olan benim ne düşüdüğüm o yüzden o kadar yeter size. Filme gelecek olursak sanki ayakları yere basmayan bir konunun nasıl da yer yüzüne indirilebileceğini hissediyor insan. Kurguda bir kaç yerde insanının aklı karışmıyor değil ama yine de konuu ilerleyiş açısında çok iyi.

Oyunculuklara gelicek olursa başrol oyuncusuna pek ısınamadım bilmiyorum İrlandalıları hiç sevememişimdir zaten turuncu kafalarıyla filan. Rachel McAdams ise muhteşemdi kesinlikle. Ama filmdeki favori karakterim kesinlikle Uncle D. Çok az yer almasına rağmen karakteri çok sevdim.

Yani işin özü hayatınıza yön verecek yeni şeyler arayanlar için bulunmaz o özel filmlerden birisi.Umarım sizlerde izlerken benim kadar keyif alırsınız.




Genel Bilgiler : 

Yönetmen : Richard Curtis
Yazar : Richard Curtis
Süre : 123 Dakika
Yapım Yılı : 2013
Oyuncu Listesi : 

Rachel McAdams
Domnhall Gleeson
Billy Nighy
Lydia Wilson
Lindsay Duncan

2 Temmuz 2015 Perşembe

Dizi Önerisi : Mr.Robot

Geçen hafta bayadır yeni diziye başlamadım sürekli eskileri tekrarlıyorum derken bir sitede ilk bölümü gelmiş Mr.Robot adlı diziye rastladım.Aslına bakarsanız ilk ismini duyduğumda robotun hayatı klişesiyle donanmış bi film diye bakmayacaktım bile. Herneyse biraz araştırıp konusunu okuduktan sonra ilk bölümde zaten şans vermeye karar verdim.Ve her şey böyle başladı ...

Çok ciddi bir giriş oldu farkındayım ama gerçekten uzun zamandır böyle özgün mü desem farklı mı desem bilmiyorum bir dizi görmemiştim. Konusu temel olarak asosyal uyuşturucu bağımlısı hacker gencin bir grupla dünyaya karşı verdikleri mücadele diye özetlenebilir. Lakin asıl diziyi güzel yapan her biri Fight Club'dan fırlamış diyalogları. Eğer kavga dövüş arıyorsanız hiç bulaşmayın bu diziye. Eğer bir şeyler hakkında düşünmek istiyorsanız çok doğru yerdesiniz. Ayrıca diziyi izlerken çok farklı bir havaya büründüğünüzü söylemek istiyorum. Oyunculuklar hakkında başrole inanılmaz hayran kaldım o donuk kişiyi inanılmaz yansıtıyor.

Şimdilik 2 bölüm yayınlandı ama ben ileride çok daha popüler olacağı kanısındayım.Umarım saçma sapan şeylerle diziyi mahvetmezler de uzun zaman sonra böyle sağlam bir dizi serisi izlemiş oluruz. Diziyi takipteyim sürekli arada önemli gördüğüm, farkettiğim şeyler olduğunda yazacağım.Görüşmek üzere.


Temmuz 2015 Top10 Şarkı Listem

Hazır temmuzun ilk günlerini yaşıyorken bu aralar dinlediğim sevdiğim beğendiğim şarkılar için bir Top10 listesi hazırlayayım dedim lafı uzatmadan aşağıya alayım hepinizi :)


1)David Guetta - Hey Mama ft Nicki Minaj, Bebe Rexha & Afrojack

David Guetta yine döktürüyor.Popüler kültürün pastasından en büyük ısırığı almış kişi olarak nitelendirdiğim Nicki Minaj'ın normal performansına Rexha'nın aykırı sesi eşlik edince ortaya bu yazın en hit parçası çıkmış işte.

2)Major Lazer & Dj Snake - Lean On (FEAT. MØ)

Bence bu yazın açık ara en iyi şarkısı. Daha önce Get Low'dan sevdiğim tanıdığım Dj Snake bu şarkıda da çok iyi. Klibide en az şarkı kadar eğlenceli.

3)Jason Derulo - Want To Want Me

Klasik Jason şarkısı işte dinlemeye değer. Klibiyse tam rezillik bir kısmı Suit & Tie dan çalıntı bir kısmı In da Club'dan çalıntı yapma bunu yapmaaaa.

4)Mark Ronson & Bruno Mars - Uptown Funk

Çıkalı baya uzun bir süre oldu ama hala dinlemekten keyif aldığım bi parça. Klibide inanılmaz güzel. Pembe bir ceketin bir erkeğe de yakışabileceğini görmüş olduk Tarzsın Bruno !!!

5)Lost Frequencies - Are You With Me

Şarkı çıkalı neredeyse 1 yıl oldu ben geç keşfettim hüzünlüyüm o konuda ama şarkının hafif melankoli hafif neşeli havasının da bunda payı olduğuna bahse varım.

6)Enrique Iglesias & Nicky Jam - El Perdon

İspanyolların Barcelona FC'den sonra dünyaya kattıkları en faydalı şey olan Enrique'nin eğlenceli şarkısı.

7) Dr.Dre & 2Pac - California Love

Çıkalı 20 yıl oldu ama enerjisi sonsuza kadar sürecek şarkı. Rap müziğin üstatları birleşince böyle şeyler ortaya çıkıyor işte.

8)The Notorious B.I.G - Big Poppa

Bana göre gelmiş geçmiş en iyi rapçi BIG'dir. Erken gitti ama şarkıları hala efsaneler.

9)Fifth Harmony & Kid Ink - Worth It

Sayılı kadın gruplarından olan Fifth Harmony'nin sanki bizim buraların melodilerini andıran şarkısı bağımlılık yaratıyor.

10)Tove Lo - Talking Body

Bence geleceğin büyük yıldızlarından olacak ahanda buraya yazıyorum. Şarkı duygusal havası içinde oldukça eğlenceli. Klibi farklı olmaya çalışırken sıradanlıklarla boğulmuş ama yine de güzel.

Friends with Benefits ( Arkadaştan Öte ) Film İncelemesi

Friends with Benefits herhalde tekrar tekrar izlediğim romantik komedilerden biridir.En son bugün internet kesintisi sırasında bilgisayarımdaki zor zaman filmleri arasından seçtim.

Filme gelecek olursan başrollerini şarkıcı, oyuncu, Holywood'un çapkın çocuğu Justin Timberlake ( söylemeden geçemeyeceğim en kötüsüyle evlendi Scarlett Johansson'dan sonra gerçekten onda mı karar kıldın diye sorarlar adama herneyse ? ) ve That 70s Show, Black Swan ve Family Guy'dan tanıdığımız güzel gözlü Mila Kunis paylaşıyor.

Konu olarak ilişkilerini kişisel sorunları sebebiyle mahveden iki karakterimizin ayrılık sonrası kaderin cilvesiyle tanışmasından günümüz Amerika'sının yeni ilişki türü diye tabir edilen Fuckbuddy olma aşamasına geçişleri ve sonra gitgellerle aşka dönüşen hikayesi anlatılıyor.Film her ne kadar sığ bir konuda olsa bile sonuçta elinizde Timberlake ve Kunis var zaten 2 saat kamera karşısında otursalar millet gidip izleyecek onları belli olduğu kafasında yaratıldığı çok belli. İlginç seks sahneleri her fırsatta birinin bi yerini gösterme çalışmaları en açık örneği.

Lakin az önce dediğim gibi elinde böyle iki yıldız olunca film bir çırpıda izlenilen o güzel filmlere dönüşüyor bir anda. Hatta filmdeki bir kaç replik bana göre baya ortalamanın üstünde. Boş zaman geçirmek için izlenebilecek ve en sonunda zamanımı mahvettin lanet olsun size demeyeceğiniz filmlerden birisi.

Filmle ilgili en sevdiğim kısım How I Met Your Mother'ımızın Marshall'ı Jason Segel'in de filmdeki ufak ama muhteşem rolü olmuş. Ayrıca filmdeki sürekli bahsedilen şarkı da 90'ların ünlü çocuk rap grubu Kris Kross'un Jump adlı parçası gerçekten güzel şarkıdır playlistlerde yer almasında fayda var diye düşünüyorum.



Genel Bilgiler

Gösterime Giriş Tarihi : 22 Temmuz 2011
Yönetmen : Will Gluck
Oyuncu Listesi : 

Mila Kunis - Jamie
Justin Timberlake - Dylan
Woody Harrelson - Tommy Bollinger
Jenna Elfman - Annie Harper
Patricia Clarkson - Lorna
Richard Jenkins - Mr. Harper
Nolan Gould - Sammy
Emma Stone - Kayla
Andy Samberg - Quincy
Masi Oka - Darin Arturo Morena
Shaun White - Kendisi
Lili Mirojnick - Laura

1 Temmuz 2015 Çarşamba

The Holiday ( Tatil ) Film İncelemesi

The Holiday'i aslına bakarsanız uzun bir süredir izlemek istiyordum yeni kısmet oldu.Biraz kadrosundan bahsedersek Cameron Diaz ve Kate Winslet ikilisinin başrollerini paylaşıyor.Konu itibariyle hayatlarındaki yada daha doğrusu hayatlarını mahveden erkeklerden uzaklaşmak isteyen iki kadının ev değiştirme yöntemiyle tatile çıkmalarını ve burada yine erkeklerle olan maceralarını anlatıyor.

Filmde ilk dikkatimi çeken şey klasik romantik komedi filmlerinden farklı olan yanıydı.Hepimiz biliriz ki romantik komedilerde tanışılır sonra aşkın zirve yaptığı anlar filmin 60. dakikasına kadar devam eder sonra muhteşem çiftimiz bi anda ortaya çıkan gerçeklerle kavga eder ayrılır en sonda havaalanında birbirlerine koşarak barışırlar mutlu son.Bu filmde ise kavga aşaması yani olayı mutlu sona götürecek kısım olmadan ya da şöyle söylemekte fayda var daha hafif bir dokunuşla mutlu sona ulaşılmış. Oldukça hoşuma gitti çünkü belli kalıplara uymayan şeyler her zaman daha iyidir. Filmdeki yan karakterler oldukça az olmasına karşın gerçekten iyiydiler. 

Film iki saat 15 dakika gibi romantik komediler arasında oldukça uzun bir süreye sahip olsa da zamanın nasıl geçtiğini anlamadığınız filmlerden. Oyunculuklar konusunda da Kate Winslet' e tekrar tekrar bayıldım İngiliz asaletinin vücut bulmuş hali gibiydi. Daha fazla anlatmak isterdim ama spoiler verme korkusuyla kısa kesiyorum :) Eğer zamanınız varsa ve biraz değişik bir romantik komedi filmi istiyorsanız tam size göre bir film.



Genel Bilgiler 

Yayın Tarihi : 8 Aralık 2006
Yönetmen : Nancy Meyers
Senaryo : Nancy Meyers