18 Temmuz 2015 Cumartesi

In Time ( Zamana Karşı ) Film İncelemesi Ve Özeti

Bu akşamüstü rastgele bir oraya bir buraya girerken en sonunda kendimi Amanda Seyfried'in IMDB sayfasında buldum kendimi. Daha önce izledim bir kaç filmi dışında In Time gözüme çarptı. Kadrosuna bakınca Justin Timberlake'i görünce izlemeye karar verdim anında. Şimdi de sıcağı sıcağına yazıyorum.

İlk olarak söylemeliyim ki filmin çıkış noktası gerçekten harika. Ha ilk kez karşılaştığımız bir şey mi değil benzerleri oldu ama yine de çok işlenmiş bir konu değil. Bol spoilerlı özetimi aşağıdaki paragrafta yapacağım sadece yorumlar için buradaysanız alttaki paragrafı atlayın benden size uyarı.

Biliyorum heyecanlandırıyorum en iyisi anlatmaya başlayayım. Gelecekte insanlar genlerle oynayarak 25 yaşından sonra yaşlanmayı durduruyorlar. Her doğan insan 25 yaşına kadar gelişip o yaştaki haliyle kalıyor. Ama asıl olay 25 olduktan sonra başlıyor çünkü artık hayatlarına devam edebilmeleri için zaman kazanmaları gerekiyor. Gözünüzde canlandırmak için örnek vermem gerekirse işte çalıştığınızda 1 gün kazanıyorsunuz diyelim telefonla konuşmak o kazandığınız gününüzden 1 dakikanızı güzel bir otelde kalmak için 5 saatinizi vermeniz gerekiyor. Peki ya hiç zamanınız kalmazsa ? Ölüyorsunuz. Evet paranın yerini zamana bıraktığı bu düzende zenginler bir aptallık yapmazsa sonsuza kadar yaşayabilirler fakirlerse her anlarını panik içinde dakikalarının kıymetini bilerek yaşamak zorundalar. İşte böyle bir dünya içindeki Will Salas ( Justin Timberlake ) bir gün annesini kaybedip tesadüfen 116 yıl kazanınca 'zenginler diyarına' gider. Bu esnada peşinde zaman muhafızı ve zaman hırsızları vardır ki kumarda 116 yılını 1100 yıl yaparken tanıştığı ünlü zenginin kızıyla yakınlaşmaları ve dur bir dakika üstte ne dedim ben spoiler yemek mi istiyorsun atla bu kısmı atla bak atlamayıp hala atlamıyor o zaman ben bırakıyorum yazmayı.

Film konusu itibariyle çok geniş bir içeriğe sahip olma ve sanki çok daha iyi kullanılabilirmiş hissine kapılmamıza neden oluyor. Klasik kötü adam-İyi niyetli hırsız-görev aşkıyla yanıp tutuşan polis klişelerinin hepsine aynı filmde rastlamakta ayrı bir konu. Eğer boş zamanınız varsa ve biraz bilim kurgu biraz aksiyon birazcık aşk biraz da kafanızı karıştıracak bir şeyler arıyorsanız bu film tam size göre.

Filmle ilgili yorumlarını bitirdikten sonra kendi düşündüğüm bir kaç şey yazmak istiyorum. Eğer öyle bir düzende yaşasaydım herhalde oturup film izlemezdim ya da ne bileyim şu an bunları yazmakla zaman kaybetmezdim. Düşünsenize kolunuzda ne zaman öleceğiniz yazıyor onu da ertelemenin tek yolu çalışıp veya çalıp veya şansla size gelmesini sağlamak. Çok ürkütücü gelse de güzel olabilirdi bence. Çünkü şu an çok umursamazım daha yirmisine girmemiş biri olarak sanki günlerimi çok boş saçma sapan geçiriyorum gibi geliyor. Biliyorum her gün dünyayı kurtarmayacağım ya da filmlerdeki sahnelerle dolu olacak bir hayat beklemeyecek beni ama yine de o heyecanla yaşamak belki şu anki halimden daha enerjik olmama sebep olacaktı. Bunlar hakkında düşünmeye ittiği için bile filme geçer not veriyorum sizde izleyin pişman olmayacaksınız.



Yayın tarihi : 28 Ekim 2011
Başroller : Amanda Seyfried ve Justin Timberlake
Yönetmen : Andrew Niccol 
Senaryo : Andrew Niccol
Puanım : 6/10

2 yorum:

Yorumunuz için teşekkürler.